8 Temmuz 2014 Salı

Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri

Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri

Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesi çerçevesinde, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından tereddüt edilen konular hakkında Gelir İdaresi’nden açıklama (özelge) istenebilmektedir.

Özelge talepleri için başvurular, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde bu birimlere, bulunmayan illerde ise Defterdarlıklara yapılmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı merkezine doğrudan başvurma olanağı yoktur.

Özelge başvuruları, özelge talep formu ile yapılabilmekte, başvurulan birimler tarafından hazırlanan özelge taslağı GİB merkezine onay için gönderilmekte, onay süreci Özelge Komisyonu onayı ile sonuçlanmaktadır. Özelge Komisyonunca onaylanan özelgeler, otomasyon sistemi üzerinden yetkili birimlere aktarılmakta ve yetkili birimce imzalanarak özelge talep eden mükellefe gönderilmektedir.

Onaylanan özelgeler Gelir İdaresi’nin bütün yetkili birimlerinin görebildikleri bir havuza atılmakta ve özelge havuzunda örneği oluşan özelgeler için merkeze tekrar onaya gönderilmemektedir.

Gelir İdaresi’nce verilen özelgeler den özelliği olması nedeniyle seçilmiş olan bir kısmı zaman zaman Vergi Bültenleri’ ne konu edilmektedir.

Son zamanlarda verilen özelgeler den önemli bazılarının özeti aşağıda yer almaktadır.

1. Gelir Vergisi Kanunu

Yazılım, web uygulamaları ve bilgisayar programları için yapılan ödemelerde vergileme nasıl olmalıdır?

(18.04.2014 tarih ve 428 sayılı özelge)

Yazılım, web uygulamaları ve bilgisayar programları yaptırılacak kişilerin;

- Şirket’e bağlı olarak ve hizmet akdi kapsamında çalışmaları halinde yapılan ödemelerin ücret olarak vergilendirilmesi ve ücret bordrosu düzenlenmesi,

- Söz konusu faaliyetleri şahsi mesai ve mesleki bilgiye dayanarak şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapmaları durumunda, söz konusu faaliyetlerden elde edilecek kazancın serbest meslek kazancı olarak değerlendirilerek yapılacak ödemelerden % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması ve serbest meslek erbabı tarafından serbest meslek makbuzu düzenlenmesi,

- Faaliyetleri arızi yapmaları halinde % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılarak gider pusulası düzenlenmesi,

- Yazılım ve bilgisayar programlarının eser niteliği taşıdığını Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınacak yazı ile tevsik ve ispat etmeleri şartı ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan istisnadan yararlanılmasının mümkün olacağı ve Şirket tarafından eser sahiplerine yapılacak ödemelerin gider pusulası ile belgelendirilerek Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/2-a maddesi uyarınca %17 oranında gelir vergisi kesinti yapılması,

gerekmektedir.

Avukatlık faaliyetinden dolayı kayıtlı adi ortaklığın ortaklarına ait olan araçların akaryakıt, tamir v.b. giderleri indirim konusu yapılabilir mi?

(03.04.2014 tarih ve 93 sayılı özelge)

Ortaklara ait araçların kiralanması veya adi ortaklık envanterine kayıtlı olması, işte kullanılması ve serbest meslek faaliyetinin önem ve genişliği ile mütenasip olması şartıyla, söz konusu araçlara ait akaryakıt, bakım, onarım ve sigorta gibi giderler ile bu araçlara ait amortismanların indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Yatırım teşvik belgesi kapsamında gelir vergisi stopajı desteğinden yararlanılabilir mi?

(24.04.2014 tarih ve 1179 sayılı özelge)

Yatırım teşvik belgesi kapsamına dahil olan ve teşvik kapsamındaki yatırımda fiilen istihdam edilen personelin ücretleri için, diğer şartları da taşınması halinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 80. maddesi kapsamında gelir vergisi stopajı desteğinden yararlanılabilir.

İrtibat bürosundan ve bir başka işverenden elde edilen ücret nasıl vergilendirilir?

(29.04.2014 tarih ve 454 sayılı özelge)

Merkezi yurtdışında bulunan Şirket’in Türkiye’de kurulu irtibat bürosundan elde edilen ücret geliri Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/14. maddesinde yer alan istisnaya ilişkin olarak 147 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan şartların tamamını taşıyorsa gelir vergisinden müstesnadır.

Öte yandan, irtibat bürosu dışında, Türkiye’de kurulu bir şirketten aynı yıl elde edilen ücret, tevkif suretiyle vergilendirilmesi kaydıyla, tek işverenden alınan ücret olarak değerlendirileceğinden yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir.

İrtibat bürosundan elde edilen ücret gelirinin istisnaya ilişkin tüm şartları taşımaması halinde, bu gelirin yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Türkiye’deki işverenden alınan tevkifata tabi ücret geliri ise aynı Kanun’un 86/1-b maddesinde belirlenen haddi aşması halinde beyannameye dahil edilecektir.

Tıbbi buluşun üretim hakkı satışından elde edilen gelir nasıl vergilendirilir?

(11.04.2014 tarih ve 878 sayılı özelge)

Tıp alanında yapılan buluşun (ihtira beratının ve patent hakkının) tescil edilmiş olması halinde, gider pusulası düzenlenerek söz konusu buluşa ilişkin yapılan ödemeler üzerinden % 17 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.

İş kazası sonucu ölen işçinin ailesine mahkeme kararına istinaden ödenen tazminat gider yazılabilir mi?

(03.04.2014 tarih ve 732 sayılı özelge)

Mahkeme kararına göre % 15 kusur oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanarak ödenen tazminatın Gelir Vergisi Kanunu’nun 68/1-10 maddesi kapsamında serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Almanya mukimi bir kişinin, belirli bir işle ilgili olarak Türkiye'de icra ettiği serbest meslek faaliyeti çerçevesinde elde ettiği kazanç nasıl vergilendirilir?

(11.04.2014 tarih ve 871 sayılı özelge)

Belirli bir iş için bir takvim yılında Türkiye'de altı aydan fazla süreyle bulunan Almanya mukiminin Türkiye'de elde ettiği kazanç dar mükellefiyet kapsamında Türkiye'de vergilendirilecektir.

Öte yandan, bu faaliyet dolayısıyla elde edilen kazancın ödeme yapan firma tarafından Türkiye'de kesinti yoluyla vergilendirilerek beyan edilmesi ve bu verginin Türkiye'de ödenmesi halinde, bu kesinti nihai vergilendirme olacağından dar mükellef olarak kesinti yoluyla Türkiye'de vergilendirilen kazancınızın beyan edilmesi gereği bulunmayacaktır.

Türkiye'de icra edilen serbest meslek faaliyeti çerçevesinde elde edilen kazancın ödemeyi yapan firma tarafından Almanya'da kesinti yoluyla vergilendirilmesi halinde ise; Türkiye'de yapılmış bir vergi kesintisinden söz edilemeyeceğinden, anılan anlaşmanın verdiği yetki doğrultusunda Türkiye'de elde edilen bu kazancın Türkiye'de beyanı suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, Türkiye mukimi olunmaması nedeniyle çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasında Türkiye mukimlerine yurtdışında ödedikleri verginin Türkiye'de ödenecek vergiden indirimi hükümlerinden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, bahse konu anlaşmanın 22. maddesinin ikinci fıkrasın (a) bendi uyarınca, bu anlaşmanın verdiği yetkiyle Türkiye'de vergilendirilebilen kazanca ilişkin matrahın Alman vergisinin hesaplanmasına esas olan matrahtan mahsubu gerekmektedir.

2. Kurumlar Vergisi Kanunu

Arama ve işletme ruhsatları gayrimenkul olarak değerlendirilebilir mi?

(11.04.2014 tarih ve 3 sayılı özelge)

Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen taşınmazlar arasında yer almayan maden arama ve işletme ruhsatının bir başka şirkete satışından elde edilen kazancın, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde belirtilen istisnaya konu edilmesi mümkün olmayıp, kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

Kar/zarar ortaklığı sözleşmesine göre belirlenen oranlar nispetinde verilen katkı payı ne zaman vergilendirilir?

(17.04.2014 tarih ve 392 sayılı özelge)

İhaleyi alan ortaklık ile yapılan anlaşma gereği, Şirket’in kar/zarar paylaşımı esasına göre söz konusu işe hissesi oranında finansman desteği ve işin yürütülmesine katkı sağlaması nedeniyle anılan şirket bünyesinde oluşacak gelir ve giderin ilgili dönemler itibariyle kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

Kredibilitesi yüksek olan kurumun aldığı banka kredisinin, ilişkili şirketine devredilmesi durumunda vergileme nasıl olmalıdır?

(17.04.2014 tarih ve 1018 sayılı özelge)

Kurum tarafından bankadan kullanılan kredilerin tamamının veya bir kısmının ortakların ilgili bulunduğu şirkete kullandırılması durumunda, finansman hizmetine ilişkin bedelin, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir.

Bankadan temin edilen kredinin, kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullanma şartlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan ilişkili kişi sayılan şirkete kullandırması durumunda, söz konusu krediler bu şirketin örtülü sermaye tutarının tespitinde borç olarak dikkate alınmayacaktır.

Diğer taraftan, bankadan temin edilerek aynı şartlarda ilişkili şirkete kullandırılan kredi için transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecek emsallere uygun bir bedelin alınması, kredinin aynı şartlarla kullandırılması şartının ihlali anlamına gelmeyecek, dolayısıyla söz konusu borçlar örtülü sermaye sayılmayacaktır.

İthal edilen malların sahte veya bozuk çıkması durumunda yapılan ödemeler gider yazılabilir mi?

(18.04.2014 tarih ve 1035 sayılı özelge)

İthal edilen kimyevi maddenin yerine, yurt dışındaki satıcı tarafından başka/bozuk ya da yüksek oranda su ihtiva eden madde gönderilmesi durumunda; söz konusu emtiaya ilişkin ödemelerin kurum kazancının tespitinde indirime konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

3. Katma Değer Vergisi Kanunu

Hediye çeki uygulamasında KDV ne zaman hesaplanır?

(10.04.2014 tarih ve 41 sayılı özelge)

Hediye çeklerinin bedel karşılığında teslim edilmesinde bir mal teslimi veya hizmet ifası söz konusu olmadığından, alınan bedel katma değer vergisine tabi olmayıp, müşteriler adına vergi mevzuatına göre fatura düzenlenmesi gerekmemektedir.

Çekin süresinde kullanılmaması sebebiyle bedelin Şirket’e kaldığı durumlarda, gelir yazılacak bu tutar için müşteri adına fatura düzenlenmesi mümkündür. Diğer taraftan, bu durumda herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası gerçekleştirilmediğinden katma değer vergisi doğmamaktadır.

Nihai tüketicilere teslim edilen hediye çeklerinin yine nihai tüketiciler tarafından kullanılması suretiyle Şirket’ten mal veya hizmet satın alınması halinde, müşterilere yapılan teslim ve hizmetlerin karşılığını teşkil eden bedel üzerinden teslime konu mal ve hizmetin tabi olduğu oranda KDV hesaplanması, ayrıca nihai tüketici adına fatura veya ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmesi gerekmektedir.

Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine teslim edilen hediye çeklerinin, söz konusu mükellefler tarafından nihai kullanıcılara teslimi sonrasında bu kişiler tarafından kullanılmasını müteakip, hediye çeklerinin nihai kullanıcılarına yapılan teslim ve hizmetlerin karşılığını teşkil eden bedel üzerinden teslime konu mal ve hizmetin tabi olduğu oranda KDV hesaplanması, ancak faturanın hediye çekinin teslim edildiği gelir veya kurumlar vergisi mükellefi adına düzenlenmesi gerekmektedir.

Tıbbi buluşun üretim hakkı satışından elde edilen gelir nasıl vergilendirilir?

(11.04.2014 tarih ve 878 sayılı özelge)

Tıp alanında yapılan buluşun (ihtira beratının ve patent hakkının) tescil edilmesi şartıyla, söz konusu faaliyetin mutad meslek haline getirilmeden arızi olarak yapılması halinde elde edilen bedeller üzerinden KDV hesaplanmayacaktır.

Kredibilitesi yüksek olan kurumun aldığı banka kredisinin, ilişkili şirketine devredilmesi durumunda vergileme nasıl olmalıdır?

(17.04.2014 tarih ve 1018 sayılı özelge)

Kurum kaynaklarından ilişkili şirketlere faiz ve komisyon uygulanarak gerçekleştirilen ve BSMV’ye tabi bulunmayan borç verme işlemi KDV’ye tabi olup, bu işlemin karşılığını teşkil eden faiz ve komisyon toplamı üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

4. Vergi Usul Kanunu

Satılan biletlere ilişkin günlük olarak alınan raporlara istinaden muhasebe kaydı yapılabilir mi?

(25.03.2014 tarih ve 36 sayılı özelge)

Acente komisyon gelirlerinin, günlük olarak alınan raporlara istinaden kanuni defterlere kaydedilmesi mümkün bulunmamakta olup, muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak şekilde Vergi Usul Kanunu’nda yer alan süreler dikkate alınarak kayıtlara intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Kiralanmak amacıyla satın alınan uçaklarda amortisman oranı nedir?

(04.04.2014 tarih ve 330 sayılı özelge)

İşletme aktifinde kayıtlı bulunan uçaklar için 339, 365, 389, 399, 406 ve 418 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne ekli listenin 6.12. "Uçak ve Helikopterler" ayrımı uyarınca faydalı ömrün 10 yıl, amortisman oranının ise % 10 olarak uygulanması gerekmektedir.

Gelecek dönemlerde kullanılmak üzere edinilen yedek parçalar ile ekipman amortismana tabi tutulabilir mi?

(10.04.2014 tarih ve 43 sayılı özelge)

İşletmede kullanılan yedek parçalar; ömürlerinin 1 yıldan fazla olması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunmaları ve değerlerinin 800 TL'yi aşması halinde amortismana tabi olacaklardır. Değeri 800 TL'yi aşmayan yedek parça niteliğindeki iktisadi kıymetler ise gider olarak kaydedilecektir.

Diğer taraftan, işletmede kullanılan tesis, cihaz ve makinelerin arızalanması durumunda yedek olarak kullanıma hazır halde bulunan iktisadi kıymetler, iktisadi kıymetin ilk alındığı sıradaki beklenen ömrünü uzatmak amacıyla yapılan giderler olduğundan, aktifleştirildikleri yıldan başlayarak iktisadi kıymet için belirlenen oran ve süreye göre amortismana tabi tutulacaklardır.

Yurtdışında mukim şirketten tahsil edilemeyen alacak tutarı gider olarak kaydedilebilir mi?

(14.04.2014 tarih ve 9 sayılı özelge)

Alacağın tahsiline imkân kalmadığı hususunun, ilgili eyalet yasalarına uygun olarak takip edilmesi neticesinde noter tarafından düzenlenen bir belge ile tevsik edilmesi durumunda, söz konusu alacağın bu belgeye dayanılarak Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesi kapsamında değersiz alacak olarak kabul edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, söz konusu alacağın değersiz hale geldiğine ilişkin kanaat verici vesikanın temin edildiği yıl hesaplara zarar olarak yazılması gerekmekte olup, bu yılda zarar yazılmayan alacağın daha sonraki yıllarda değersiz alacak olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Dövizli çek cinsinden olan alacaklarını iflas masasına yazdıran şirket ne zaman şüpheli ticari alacak karşılığı ayırmalıdır?

(14.04.2014 tarih ve 112 sayılı özelge)

Döviz cinsinden çek karşılığı alacakların geçmiş dönemlerde iflas masasına kaydedildiği diğer bir ifadeyle icra safhasına intikal ettiği anlaşılmış olup, ilgili dönemde karşılık ayrılmayan alacaklar için cari dönem ve müteakip yıllarda karşılık ayrılması mümkün bulunmamaktadır.

Diğer yandan, şüpheli alacak karşılığı ayrılamayan söz konusu yabancı para cinsinden olan çek karşılığı alacaklar için izleyen geçici vergi dönemlerinde de değerleme yapılmaya devam edilmesi gerekmektedir.

İnternet ortamında yapılan satışlarda fatura yerine ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenebilir mi?

(17.04.2014 tarih ve 993 sayılı özelge)

İnternet üzerinden yapılan satışlar mesafeli sözleşme kapsamında değerlendirileceğinden, bu satışlar için tutarına bakılmaksızın fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Şehir içi yolcu taşımacılığında kullanılan bilet ve kartlara dolum yapılmasında belge düzeni nasıl olmalıdır?

(17.04.2014 tarih ve 995 sayılı özelge)

Komisyon karşılığı şehir içi yolcu taşımacılığında kullanılan bilet ve kartlara dolum yapılması faaliyeti sonucu elde edilen komisyon geliri için 7 gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

İşletme hakkının devrine ilişkin imtiyaz sözleşmesi çerçevesinde yapılan sabit kıymet niteliği taşıyan yatırımların faydalı ömürleri nasıl tayin edilir?

(17.04.2014 tarih ve 36 sayılı özelge)

Limanın iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderlerden olmakla birlikte faydalı ömrü liman işletme imtiyaz hakkı süresinden daha kısa bir süre olarak belirlenmiş olan ve sözleşme süresinde yenilenmesi de gerekebilecek özel maliyet niteliğindeki sabit kıymet oluşturan yatırımların, imtiyaz sözleşmesi süresine göre değil, faydalı ömür dikkate alınmak suretiyle itfası gerekmektedir.

Kur farkı ve faiz giderlerinin aktifleştirilmesi veya gider yazılmasında seçimlik hak nasıl kullanılmalıdır?

(17.04.2014 tarih ve 1012 sayılı özelge)

Şirket’in kullandığı dövizli banka kredisinin gayrimenkul iktisabında kullanılması durumunda; ödenen faizlerin ve oluşan kur farklarının, gayrimenkulün aktife alındığı hesap dönemi sonuna kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi zorunlu olup, sonraki dönemlerdekilerin ise maliyete intikal ettirilmesi veya doğrudan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Ancak, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin iktisabında kullanılan bir krediye ilişkin ödenen faiz ve oluşan kur farkının birlikte değerlendirilmesi, kıymetin aktife alındığı hesap dönemini takip eden hesap dönemlerinde ödenen faiz ve oluşan kur farkının ya maliyete eklenmesi veya doğrudan gider kaydedilmesi, yapılan bu seçimin daha sonraki dönemlerde de değiştirilmeksizin uygulanması icap etmektedir.

Temlik edilen cari hesap alacağı değersiz alacak olarak kabul edilebilir mi?

(17.04.2014 tarih ve 1015 sayılı özelge)

Kurumun iştirakinden olan cari hesap alacağını, bir başka şirkete olan borcuna istinaden alacağın temliki suretiyle devretmesi halinde, tahsilinden vazgeçilen söz konusu tutarın Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesi kapsamında değersiz alacak olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Yurt dışından tahsil edilemeyen alacağa karşılık ayrılabilir mi yahut değersiz alacak olarak değerlendirilebilir mi?

(28.04.2014 tarih ve 110 sayılı özelge)

Yurt dışından olan alacaklar için iş yapılan firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde dava açılması veya ilgili ülkenin icra mevzuatı uyarınca icra takibine başlanılması halinde alacağın Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesine göre şüpheli hale geldiği kabul edilebilecek olup, söz konusu takiplere başlanıldığı hesap döneminde karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır.

Söz konusu alacağın değersiz alacak olarak dikkate alınabilmesi için ise, ilgili ülke yasalarına uygun olarak takip edilmesi neticesinde alacağın tahsiline imkan kalmadığı hususunun yine bu ülke mevzuatına göre tevsiki gerekmektedir. Aksi halde bu alacağın değersiz alacak olarak hesaplara intikal ettirilmesi ve zarar olarak kayıtlara alınmasına imkan bulunmamaktadır.

Ayrıca, alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplarına zarar olarak yazılması gerekmekte olup, ilgili olduğu yılda zarar yazılmayan alacağın sonraki yıllarda dikkate alınması da mümkün değildir.

5. Diğer Vergi Kanunları

4691 sayılı Kanun kapsamında çalıştırılan personel için personel bilgi formu ve muhtasar beyannamesi verilir mi?

(21.04.2014 tarih ve 58 sayılı özelge)

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında çalıştırılmaya başlanan personelin, AR-GE ve destek personeli olması, muafiyet kapsamında değerlendirilen destek personelinin ise AR-GE personeli sayısının yüzde onunu aşmaması şartıyla, bu personele yapılan ücret ödemesinin her türlü vergiden istisna olması nedeniyle tevkifat yapılmasına ve muhtasar beyanname verilmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak ücret ödemesi dışında kalan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde belirtilen tevkifata tabi bir ödeme yapılması durumunda muhtasar beyanname verileceği tabiidir.

Öte yandan, ilgili girişimci, bölgede çalışan ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’ne göre tanımlanmış tüm AR-GE ve destek personelini, AR-GE projelerindeki görev tanımlarını, nitelik ve çalışma sürelerini gösteren listeyi aylık olarak yönetici şirkete onaylatmak, inceleme ve denetimlerde ibraz edilmek üzere saklamak zorundadır.

pwc

Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metnine www.gelirler.gov.tr internet adresinin mevzuat bölümünden ulaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi