23 Temmuz 2014 Çarşamba

İştiraki olan şirketler bu davayı izlemeli

İştiraki olan şirketler bu davayı izlemeli
Tebliğler Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer. İptal edilirse? Vergi mevzuatını Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi internet sitesinden izleyenler, 2013 yılı sonlarında, bir tebliğinin bir paragrafının başına kısa bir not konulduğunu fark ettiler. Notta paragrafın yürütmesinin durdurulduğu açıklanıyordu. Yürütmeyi durduran karar Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 16.09.2013 tarih ve E:2013/2951 sayılı kararıydı nota göre. 


Tespit edebildiğimiz kadarıyla, karar ne Resmi Gazete’de yayımlandı, ne Danıştay internet sitesine kondu, ne de Gelir İdaresi duyurma gereği duydu. Öğrenilmesi tesadüfe bırakılmıştı. Bir süre sonra, Gelir İdaresi internet sitesinden not kaldırıldı. Bu defa durumu tespit etmek daha kolay oldu. Çünkü belirli aralıklarla Gelir İdaresi’nin sitesine giriyor ve notun durup durmadığını kontrol ediyorduk. Bir gün baktığımızda notun olmadığını fark ettik. Demek ki yürütmeyi durdurma kararı kaldırılmıştı. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bir tebliğ düzenlemesinin yürütmesi durdurulmuştu, sonra yürütmeyi durdurma kararı kaldırılmıştı ama çoğu kimse bunun farkında değildi özetle. Konu önemsizdir, bu nedenle karar yayımlanmamış veya duyurulmamıştır denebilir ama konu da önemli. Kaldı ki mevzuatın önemsizi de olmaz. En azından birileri için önemlidir. Kararlar yayımlanmayınca, ilgililere duyurma işi konudan bir şekilde haberdar olan meslek mensuplarına düştü. Dolayısıyla ben de kendi payıma düşen görevi yerine getirebilmek için bu işe girişmiş oldum. 

Davaya konu düzenleme neydi? 
İptal davasına konu olan 1 seri no. lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nin, “5.6.2.4.3. Bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançların durumu” başlıklı bölümünün ikinci paragrafının metni şu şekilde: “Dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ise bu işlem sonucu ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark bulunmamaktadır. Her iki halde de ortaklar, kurum bünyesinde oluşan kârlar üzerinde tasarrufta bulunma imkanına sahip olmaktadır. Dolayısıyla, kâr yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi iktisap edilmesi durumunda, alınan bu iştirak hisseleri nominal bedelle iştirak hesaplarında izlenecek ve iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.” 

Düzenleme ne demek istiyor? 
Düzenleme özetle şunu söylüyor: İştirakiniz olan şirket, kâr yedeklerini kullanarak sermaye artırımı yaptı ve bu nedenle şirketiniz bedelsiz hisse senedi aldıysa;Aldığınız hisse senetlerini nominal bedeliyle aktife kaydetmeniz gerekir. Aynı tutarı gelir yazmanız gerekir ancak iştirak kazançları istisnasından yararlanabilirsiniz. 

Durdurma kararı ne diyor? 
Düzenlemenin yürütmesini durduran Danıştay kararı da özele şunu söylüyor: İç kaynaklarla sermaye artışı pay sayısında artışa neden olabilir ama şirketin mal varlığını artırıcı bir etkisi yoktur. Dolayısıyla, böyle bir sermaye artırımı nedeniyle oluşan payları temsil eden hisse senetlerinin ortaklara dağıtılması halinde ortakların mal varlığında bir artış meydana gelmemektedir. Dolayısıyla, kurum kazancı sermayeye eklenerek gerçekleştirilen sermaye artırımı sonucu elde edilen bedelsiz hisse senetleri nedeniyle, iştirak kazancı elde edildiğinden bahsedilemez. 

Düzenleme neden dava konusu? 
Yukarıda özetlenen iptal davasına konu düzenleme aslında başka kurumlara iştirak edenlerin lehine bir düzenleme. Düzenleme şirketlere, bedelsiz aldığınız hisse senetlerinin nominal bedelini gelir yazın ama istisnadan yararlanarak vergi ödemeyin, ancak iştirak maliyetinizi artırın diyor. Maliyet arttığı için bedelsiz alınan hisse senetleri satıldığında satış kazancı artan maliyet kadar düşük çıkacağı için, bunda olumsuz bir durum yok. 

O zaman düzenleme neden dava konusu oldu derseniz, sorun istisnadan yararlanamayan kurumlarda çıkıyor. Kanuna göre yatırım ortaklıkları iştirak kazançları istisnasından yararlanamıyor. Dolayısıyla tebliğdeki düzenleme yatırım ortaklıklarının bedelsiz aldıkları paylar nedeniyle vergi ödemeleri sonucunu doğuruyor. İptal davası açan kurum da bir yatırım ortaklığı. 

Yürütmeyi durdurma kararını kaldıran kararın gerekçesi 
Danıştay 4. Dairesi’nin yürütmenin durdurulması kararını kaldıran, Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 28.11.2013 tarihli ve 2013/9 sayılı kararında, ayrıntılı gerekçeler yer almamaktadır. Kararda özetle, yasal koşullar gerçekleşmediğinden, yürütmenin durdurulmasında yasaya uygunluk görülmemiştir deniyor. 

Davanın seyri ve olası sonuçları 
Dava, Danıştay Dördüncü Dairesi’nde devam etmektedir. Düzenleme de dava esastan karara bağlanıncaya kadar yürürlüktedir. Dava sonucu ne olur bilinmez ama davanın iptalle sonuçlanması durumunda, bunun doğrudan veya dolaylı olarak bazı kurumları etkilemesi söz konusu olacaktır. Davanın iptalle sonuçlanması durumunda, yatırım ortaklıklarına iştirak etmiş olan şirketler iptalden olumlu olarak etkilenecektir. Kâr yedeklerini sermayeye ekleyen yatırım ortaklıklarından bedelsiz hisse alan kurumlar, aldıkları bu paylar nedeniyle gelir yazmayacaklar ve dolayısıyla vergi ödemeyeceklerdir. Öte yandan, kazançları üzerinden kurumlar vergisi ödeyen şirketlerin ortağı olan kurumlar, iştirakin kâr yedeklerinin sermayeye eklenmesi sonucu yeni hisse edinmeleri durumunda, olası iptal kararının sonuçlarından olumsuz etkilenecektir. Bu kurumlar, yeni edindikleri hisse senetleri nedeniyle iştirakin maliyet bedelini artıramayacaklardır. Bu aşamada sorun yok. Ancak, sahip olunan hisse senetlerinin elden çıkartılması durumunda, kazancın hesaplanmasında artırılmamış maliyet bedeli dikkate alınacağından, çok sayıda kurum için yeni bir vergi yükü ortaya çıkacaktır. Özetle, davanın iptalle sonuçlanması durumunda karardan; 
● Yatırım ortaklığına iştiraki olan az sayıdaki kurum olumlu, 

● Diğer kurumlara iştiraki olan çok sayıda kurum ise

RECEP BIYIK / DÜNYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi