7 Temmuz 2014 Pazartesi

Ökc/Psf İle Belgelendirdiğiniz “İşle İlgili, Gerçek” Bazı Harcamalar Kkeg Olabilir Ve Kdv’si İndirilemeyebilir; Kdv İadelerinde Ciddi Sorunlar Yaşanabilir..!

Ökc/Psf İle Belgelendirdiğiniz “İşle İlgili, Gerçek” Bazı Harcamalar Kkeg Olabilir Ve Kdv’si İndirilemeyebilir; Kdv İadelerinde Ciddi Sorunlar Yaşanabilir..!


Aşağıda yer vereceğimiz mevzuat hükümlerine göre, mükelleflerin işletmelerinde tüketime konu olacak kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri, gıda gibi genel giderlerin ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilmesi mümkün olup (tabii burada fatura düzenleme zorunluluğuna ilişkin sınır ayrıca dikkate alınacaktır); bunlar dışında kalan alış ve giderlerin ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) fişi (veya perakende satış fişi “PSF” ) ile tevsik edilemeyeceği, tevsik edilse de bu harcamanın kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olacağı, söz konusu belgelerde yer alan KDV’nin de indirim konusu yapılamayacağı açıklanacak, devamında ise bu düzenlemeleri neden doğru bulmadığımızı ve uygulamada genel kabul görmüş yaklaşıma göre bu düzenlemelerin günümüze göre yeniden gözden geçirilmesine gerektiğine dair görüşlerimizi açıklayacağız.


Yeni KDV Genel Uygulama Genel Tebliğinin III/C.5 numaralı ve “İndirimin Belgelendirilmesi” başlıklı bölümünde aşağıdaki açıklamalar yer almaktadır:


3065 sayılı Kanunun 34 üncü maddesine göre, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin indirilebilmesi için aşağıda sayılan iki şartın gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

 

a) Vergi, alış faturası veya benzeri vesikalar ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmeli,

 

b) Söz konusu vesikalar, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla kanuni defterlere kaydedilmelidir.

 

Diğer taraftan, KDV’nin fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmesine gerek görülmeyen işlemler ile vergisi önceki safhada beyan edilen özel matrah şekline tabi işlemlere konu teslim ve hizmetlerde bu mal ve hizmetleri satın alanlar, tarife, bilet veya fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen bedel üzerinden iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle KDV hesaplayacak ve bu tutarı yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indireceklerdir.

 

Öte yandan, yukarıda da belirtildiği üzere verginin indirim konusu yapılabilmesi için fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi gerekmektedir. Bu vesikalar arasında sayılan PERAKENDE SATIŞ FİŞLERİ fatura verme zorunluluğu dışındaki işlemlerde kullanıldıklarından ve fatura nizamına ilişkin şartları taşımadıklarından, İNDİRİMİN BELGELENDİRİLMESİNDE KULLANILAMAZLAR. Bu nedenle perakende satış fişlerinde KDV’nin ayrıca gösterilmesi zorunlu olmayıp, vergili bedelin tek tutar halinde ifade edilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak farklı vergi oranlarına tabi malları birlikte satanlar, vergili fiyat içindeki KDV’nin hesaplanabilmesi bakımından, perakende satış fişi üzerinde satılan malın tabi olduğu vergi oranını ayrıca belirtirler.

 

204 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; "Ancak, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak; işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (Kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen Kanuni haddi aşmayan diğer bir anlatımla perakende satış fişi (veya yazar kasa fişi) düzenleme sınırları içinde kalan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak uygun görülmüştür.

 

İşletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesi defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılması gerekmektedir."

 

Ayrıca, 206 sıra numaralı Vergi Usul Genel Tebliğinin (G) bölümünde; "3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun ilgili hükümleri gereğince mükelleflerin, faaliyetleri ile ilgili olarak yapmış oldukları mal ve hizmet alımlarına ilişkin alış vesikalarında ayrıca gösterilen katma değer vergisinin, belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması şartıyla, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Bu durumda, sözü edilen(*)Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde gider belgesi olarak kabul edilen perakende satış veya yazar kasa fişlerinde ayrıca gösterilen katma değer vergisi, bu belgelerin kanuni defterlere de kaydedilmesi şartıyla, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacaktır."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

KDV mükelleflerinin işletmelerinde tüketime konu olacak kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri, gıda gibi genel giderlerin ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilmesi mümkündür. Ancak, bunlar dışında kalan alış ve giderler ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilemeyeceğinden, söz konusu belgelerde yer alan KDV de indirim konusu yapılamaz.”


(*) Sözü edilen tebliğ bir önceki paragraflarda yer verilen 204 sıra numaralı Vergi Usul Genel Tebliği’dir.


KDV Genel Uygulama tebliğinin IV/A.7.2 numaralı ve “İade Hakkı Doğuran İşlemin Beyan Edildiği Döneme Ait İndirilecek KDV Listesi” başlıklı kısmı ile IV/A.7.3 numaralı ve “İade Hakkı Doğuran İşleme Ait Yüklenilen KDV Listesi” başlıklı kısmında aşağıdaki açıklama yer almaktadır:


Perakende satış fişi veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi kabul edildiği harcamalara ait KDV tutarlarının indirimi mümkün olduğundan, söz konusu belgeler, indirilecek/yüklenilen KDV listelerine dâhil edilir, BU BELGELERİN GİDER BELGESİ OLARAK KABUL EDİLMEDİĞİ HARCAMALARA AİT KDV İSE İNDİRİM KONUSU YAPILAMAYACAĞINDAN LİSTEYE DE ALINMAZ.”


Yukarıda ilgili bölümlerine yer verilen KDV Genel Uygulama Tebliği ile 204 ve 206 sıra numaralı Vergi Usul Genel Tebliğlerine göre (her ikisi de 1990 yılında yayınlanmıştır), mükelleflerinin işletmelerinde tüketime konu olacak kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri, gıda gibi genel giderlerin ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilmesi mümkün olup (tabii burada fatura düzenleme zorunluluğuna ilişkin sınır ayrıca dikkate alınacaktır); bunlar dışında kalan alış ve giderler ödeme kaydedici cihaz fişi (veya PSF ) ile tevsik edilemeyeceğinden, söz konusu belgelerde yer alan KDV de indirim konusu yapılamayacaktır.


Aşağıda örnek olarak iki özelgeye yer vermekteyiz. Her iki özelgede de yukarıda yer verdiğimiz vergi usul genel tebliğlerine atıf yapılmıştır. Bilhassa ilk özelgede oldukça çarpıcı bir açıklama bulunmaktadır. Buna göre, şirketlerin şehir içi ya da şehir dışında iş seyahati yapan personellerinin seyahate yönelik yaptıkları harcamaları fatura ile tevsik etmek zorunda oldukları, aldıkları PSF ya da ÖKC’lerin gider belgesi olarak kabul edilmeyeceği açıklanmıştır.





















“T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

.4.35.16.01-176300-500

04/10/2011

Konu

:

Perakende satış ve yazar kasa fişlerinin gider kaydedilip kaydedilemeyeceği ile KDV'nin indirilip indirilemeyeceği hk.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketiniz tarafından iş yerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın alınan ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen kanuni haddi aşmayan mal ve hizmet bedelleri (Gıda, şeker, çay, ekmek, mutfak tüpü, yemek, gazete, hırdavat, sabit kıymet bakım-onarımı vb.) ile şirket çalışanlarınızın görevli olarak çıktığı iş seyahatlerinde satın almış olduğu (yemek, otopark, otoban geçiş ücreti, taksi ücreti, oto yıkama vb.) hizmet bedelleri için mal ve hizmet satan kişilerce düzenlenen perakende satış fişleri ile yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kullanılmasının mümkün olup olmadığı ve katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

Vergi Usul Kanunu Yönünden

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (b) bendinde; "Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır." denilmiş, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği belirtilmiştir.

 

Anılan bent hükmü uyarınca, yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması gerekmekte olup bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

 

Öte yandan, anılan Kanunun 232 nci maddesinde; fatura düzenlemek zorunda olan mükellefler sayılarak, bu kimselerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışları ve yaptıkları işlerin bedelleri karşılığında perakende satış fişi düzenleyecekleri hükme bağlanmıştır.

 

Konu ile ilgili olarak, 204 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde;     

   

"Ancak, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak; işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (Kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen Kanuni haddi aşmayan diğer bir anlatımla perakende satış fişi (veya yazar kasa fişi) düzenleme sınırları içinde kalan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak uygun görülmüştür.

 

İşletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesi defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılması gerekmektedir."

 

Ayrıca, 206 sıra numaralı Vergi Usul Genel Tebliğinin (G) bölümünde; "3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun ilgili hükümleri gereğince mükelleflerin, faaliyetleri ile ilgili olarak yapmış oldukları mal ve hizmet alımlarına ilişkin alış vesikalarında ayrıca gösterilen katma değer vergisinin, belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması şartıyla, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Bu durumda, sözü edilen Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde gider belgesi olarak kabul edilen perakende satış veya yazar kasa fişlerinde ayrıca gösterilen katma değer vergisi, bu belgelerin kanuni defterlere de kaydedilmesi şartıyla, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacaktır."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre, fatura düzenleme haddinin altında kalan mal ve hizmetler için alınan perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kullanılması mümkün bulunmaktadır.

 

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi Kurum Kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.  Bu hükümler uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

 

Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinde, ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılacak giderler tadadi olarak sayılmış olup anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, safi ticari kazancın tespitinde indirilecek gider olarak kabul edileceği belirtilmiş bulunmaktadır.

 

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, söz konusu mal ve hizmet alımlarına ilişkin giderlerin; kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık illiyet bağının bulunması, keyfi olmaması, işyerinde kullanılmak ve tüketilmek üzere satın alınmış olunması halinde, kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden

 

Katma Değer Vergisi Kanununun "Vergi İndirimi" başlıklı 29 uncu maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katmadeğer vergisini indirebilecekleri; indirim hakkının da vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.

 

Aynı Kanunun 34/1 inci maddesinde, yurt içinde veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği; 53 üncü maddesinde ise bu Kanunda geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre, KDV mükelleflerinin işletmelerinde tüketime konu olacak kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri, gıda gibi genel giderlerin ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilmesi mümkündür. Ancak, bunlar dışında kalan alış ve giderler ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilemeyeceğinden, söz konusu belgelerde yer alan katma değer vergisi de indirim konusu yapılamayacaktır.”





















“T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-3:14029-30-1199

30/12/2011

Konu

:

PSF ve ÖKC fişlerinin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı Hk.

 

 

            İlgide kayıtlı dilekçeniz ile şirketinizin işiyle ilgili olarak küçük miktarlarda mal ve hizmet alımlarında perakende satış fişi alınması, bunların gider olarak kaydedilmesi ve perakende satış fişinde gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda görüş talebinde bulunulmuştur.

 

 A) GELİR VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

 

             5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6'ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiş olup, Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ıncı maddesinde ise safi kazancın tespitinde indirilecek giderler bentler halinde sayılmıştır.

 

             193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ncı maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, 2 numaralı bendinde ise, hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatının (Bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla), 27'nci maddede yazılı giyim giderlerinin safi ticari kazancın tespitinde indirilecek gider olarak kabul edileceği hükmüne yer verilmiştir.

 

             Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin matrahtan indirilebilmesi için; giderin yapılmasıyla gelirin elde edilmesi veya idamesi arasında doğrudan ve açık bir ilişkinin var olması, giderin keyfi olmaması yani gelirin elde edilmesi için mecburi olarak yapılması ve yapılan gider karşılığında sabit kıymet iktisap edilmemiş olması gerekir.

 

             Ayrıca söz konusu giderlerin Vergi Usul Kanunu hükümleri gereğince tevsik edici belgelere dayanması (fatura, fatura yerine geçen vesikalar gibi) ve yasal kayıtlarda izlenmesi gerekmektedir.

 

             Buna göre, faaliyet konusu otel, konaklama hizmetleri olan şirketinizin, söz konusu faaliyeti ile ilgili olarak acil ve küçük miktarlarda yapıldığı belirtilen mal ve hizmet alımı ( kırtasiye malzemesi, temizlik malzemesi, şirket personelinin ve misafirlerinin tüketimi için yapılan gıda harcamalarının) giderlerinin, kurum kazancının elde edilmesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip bulunması ve Vergi Usul Kanunu hükümleri gereğince tevsik edici belgelere dayanmış olması şartıyla kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

 

 B) KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

 

            Katma Değer Vergisi Kanununun "Vergi İndirimi" başlıklı 29 uncu maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katmadeğer vergisini indirebilecekleri; indirim hakkının da vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.

 

            Aynı Kanunun 34/1 inci maddesinde, yurt içinde veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği; 53 üncü maddesinde ise bu Kanunda geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

 

           Öte yandan, 206 sıra numaralı Vergi Usul Genel Tebliğinin (G) bölümünde; "3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun ilgili hükümleri gereğince mükelleflerin, faaliyetleri ile ilgili olarak yapmış oldukları mal ve hizmet alımlarına ilişkin alış vesikalarında ayrıca gösterilen katma değer vergisinin, belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması şartıyla, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

            Bu durumda, sözü edilen Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde gider belgesi olarak kabul edilen perakende satış veya yazar kasa fişlerinde ayrıca gösterilen katma değer vergisi, bu belgelerin kanuni defterlere de kaydedilmesi şartıyla, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacaktır."

 

            açıklamasına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, işletmenizin tüketime konu olacak kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri, gıda gibi genel giderleri ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik etmesi ve bu belgelerde yer alan katma değer vergisini indirim konusu yapması mümkündür. Ancak, bunlar dışında kalan alış ve giderler ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilemeyeceğinden, söz konusu belgelerde yer alan katma değer vergisi de indirim konusu yapılamayacaktır.”


Yukarıda yer verdiğimiz idari düzenlemeleri (tebliğleri) ve özelgeleri gerçek yaşamın akışına, gerçek ticari ilişkilere göre oldukça yanlış bulduğumuzu ifade etmek isteriz. Tabii bu görüşlere dayanak oluşturan 204 ve 206 sıra numaralı VUK Genel Tebliğlerinin dayanağı olan kanun maddelerinde de değişiklik yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Sonuçta mükellef (ya da personeli) işle ilgili gerçek bir harcama yapmış ve bunu kayıtlı bir şekilde ödemiş ve yasal defterlerine yasal süresi içinde almışsa, sırf şekli bir gerekçeden hareketle; PSF/ÖKC değil fatura almalıydın, bu giderin gerçek olsa da vergiye tabi kazancından indiremezsin; KKEG’dir, bu harcaman gerçek olsa da KDV’yi indirim konusu yapamazsın demek, VUK Madde 3’de yer alan "Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır." hükmüne aykırıdır. Bilhassa, işle ilgili olarak seyahatlerde birçok harcama personel tarafından PSF/ÖKC ile belgelendirilmektedir ve bu durum Türkiye’deki şirketlerin hemen hemen tamamında onlarca yıldır olan bir durumdur. Kaldı ki bu durumda 204 no.lu VUK Genel Tebliğinin en önemli dayanağı olan VUK Madde 232 çalıştırılmaz kanaatindeyiz. Çünkü söz konusu madde birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile çiftçilerin kimlere karşı yaptıkları işlemlerde (alım/satım) fatura vermek ya da almak zorunda oldukları düzenlenmiştir. Burada otel işletmesi hizmetini mükellef kuruma değil personele vermektedir. Personelin iş seyahati sırasında yemek yediği lokanta hizmetini mükellef kuruma değil gerçek kişi personele vermektedir. Dolayısıyla bu açıdan bakınca zaten fatura düzenleme ve alma zorunluluğu da bulunmamaktadır kanaatindeyiz. Diğer taraftan, benzin pompaları ÖKC’lere bağlanmış ve otomatik olarak fiş düzenlemektedir. Bugün kim benzin pompasının başında “ÖKC düzenleme, ben fatura alacağım” demektedir. Eğer şirket arabalarına tanımlı anlaşmalı yakıt kartları varsa söz konusu yakıt alımları ay sonlarında mükellef kuruma topluca faturalanmaktadır.


Uygulamada pek çok mükellefin, pek çok meslek mensubunun riayet etmediği, saçma bulduğu, günümüz şartlarına göre yanlış bulduğu bu düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Neticede mükellef ya da yanında çalışanları “gerçek” bir harcama yapmıştır, bu harcama ticari kazancın elde edilmesi ve devam ettirilmesi ile ilgilidir, söz konusu ÖKC/PSF yasal defter kayıtlarına yasal süresi kaydedilmiştir, yapılan harcama/ödeme bedeli fatura düzenleme zorunluluğu limitinin altındadır, bu durumda söz konusu ödeme nasıl KKEG olarak kabul edilebilir, ödenen KDV’nin indirimine nasıl müsaade edilmez. Bunun gerçekten mantıklı kabul edilebilir bir gerekçesi, izahatı olabilir mi? Yüzbinlerce, milyonlarca  Lira KDV iadesi talebi olan mükelleflerin KDV iade talepleri tabiri caiz ise bu kadar gereksiz, saçma, günümüz gerçeklerine uygun olmayan bu düzenlemeler nedeniyle zora sokulmamalıdır. ÖKC/PSF ile yapılan tüm harcamaların gider belgesi olarak kabul edileceğine ve bu belgelerde gösterilen KDV’nin de indirim konusu yapılabileceğine dair yasal düzenlemenin yapılmasında fayda bulunmaktadır kanaatindeyiz.

Hülya YAVUZCAN ÇOLAK


MAZARS / DENGE


 

Vergi Bölümü, Müdür Yardımcısı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi